ORDU ve SİYASET

Konu: ORDU ve SİYASET 03.02.09 0:50

ORDU ve SİYASET

Ülkemizde demokratik bir seçim oldu ve hak eden herkes meclisteki yerini aldı. Bu seçilmişlerin arasında öyle bir gurup var ki en büyük sıkıntımız olan PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul etmiyor. Bu tavırları nedeniyle Genelkurmay’ın ev sahipliğini yaptığı 30 Ağustos gecesine davet edilmediler. Toplumun dışlayamadığı bu insanları ordu hiç düşünmeden saf dışı etti. İnsanların kendi kendini yönettiği bir rejimde seçilmişlerin devlet kabul töreninde yer alamamaları siyasi bir iç savaşın başladığının en açık ifadesidir. Onursal Yargıtay başsavcısı Vural SAVAŞ’ ın seçimlerden sonra “Ben bu milletin iradesine saygı duymuyorum” sözleri çok sert karşılanmıştı. Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki yargı ve ordu hem yeni Cumhurbaşkanına hem de meclisteki seçilmişlerin çoğuna sıcak bakmıyor. Bu şartlar altında iktidar sahiplerinin istikrardan bahsetmeleri büyük bir tezat. Devletin böylesine büyük kurumlarını karşısına almış, içinde terör yanlılarını barındıran bir Meclisin ayakta kalabilmesi zor görünüyor.

22 Temmuz seçimlerinden sonra milletin iradesine saygı duyanlar, doğru orantılı bir şekilde Anayasaya saygısızlık yaparlar. Çünkü Anayasamız der ki: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” Peki milletin iradesiyle seçilmiş ve ülkemizi bölmeye çalışan, Türkçeyi yabancı bir dil gibi gösteren insanlara saygı duyulabilir mi? Tabî ki her vatanperver kurum gibi T.S.K’ da bu insanları tanımadı ve hiçbir DTP mensubunu kendi içerisinde görmek istemedi. Bir başka kargaşa da AKP’nin ****** ilke ve inkılâplarına gösterdiği tavır olarak göze çarpıyor. Askerlerimizin tüm şahsi bilgilerine sahip olan bir bankanın ne olduğu belirsiz kişilere satılması ekonomik bir girişim olarak algılanamaz. Tamamen askere karşı alınmış olan bir tavırdır. Laiklik ve Milliyetçilik konusunda da yetersizliğini ispatlamış olan iktidar partisi gelecekte de yargıdan ve ordudan hak ettiği tepkiyi almaya devam edecektir. Bahsettiğimiz bu iki parti ülkenin yarısından fazlasının oyunu alarak TBMM’ye girdi. Hala milletin iradesine saygı duyuyor musunuz, ya da iradesizliğinize dert yanıyor musunuz?

Türk toplum yapısında ordu ve millet hiçbir zaman birbirinden ayrı görülmemiştir. Siyasi tezgâhlardan çıkan küçük adamlar orduya düşman olamazlar. Siyasete alet olanlar en kısa zamanda uyanıp kendisini esaretten kurtaran Türk Silahlı Kuvvetlerine gerekli itibarı göstermelidir. Bazı soysuzlar ordumuzu bölücülükle suçluyor. Dinime söven de Müslüman olsa. Bu çirkin saldırıyı yapanların terörist olması nedense kimseyi şaşırmadı. Bizim için kutsal sayılan, şahadete giden yol olarak gördüğümüz şanlı ordumuz, vatanın geleceği için kanını canını esirgemezken siz kim oluyorsunuz da verdiğiniz oyların ülkeyi kurtaracağını iddia ediyorsunuz! Bu kadar bölücüyü, hırsızı, uğursuzu kendinize vekil olarak seçebiliyorsanız, maalesef bu vasıfların hepsini taşıyorsunuz demektir.

Bahadır ÇELİKBAŞ