YALANCISIN SONER YALÇIN

Konu: YALANCISIN SONER YALÇIN 02.02.09 23:08

YALANCISIN SONER YALÇIN

Hürriyet gazetesindeki, 30 Eylül 2007 tarihli, yazısında haddi olmadan türkücü İsmail Türüt’e ders mahiyetinde tam sayfa bir yazı yayınlamıştır. Spor ekinde Türkiye’nin Güneydoğuanadolusunu yokmuş gibi gösteren harita yayınlayan Hürriyet’te bu yazıyı zevkle yayınlarmışçasına bir tavırla tam sayfa ayırmıştır.
İsmail Türüt’ün “Plan yapmayın plan” adlı şarkısından gocunan Soner Yalçın on parmağındaki on karayı nereye süreceğini şaşırmıştır. Sözde Türkçü Reha Oğuz Türkkan ile Türkçülüğün Ziya Gökalp, ******, Yusuf Akçura neslinden sonra ki baş temsilcisi sayılan Nihal Atsız’ın birbirleri hakkındaki yazılarını yalan yanlış kullanmış kendisince bir şeyler araştırmış gibi bir hava yaratmaya çalışmıştır. Oysa Türkçülüğü bilenler durumun hiçte böyle olmadığını iyi bilirler. Reha Oğuz Türkkan Türkçülükteki akıl almaz, Türkçülüğe uymayan tavırları ile Rıza Nur’un şu sözlerine
“ …Hele Reha Kürtkan diye biri var ki Türkçüleri birbirine katıyor ve yine de kabına sığamıyor. Göreceksiniz ki bu çocuk Türkçülüğü perişan edecektir; edemezse de o yolda bu mübarek ideal ve ideolojiye zarar verecektir.” hedef olmuştur. Nitekimde öyle oldu.
Soner Yalçın’da bu işi ahlaksızca yapıyor belden aşağı vuruyor. Türkçülüğe zararı dokunmuş bir kimsenin etrafında olay döndürüyor ve gerçeklerle alakasız bir biçimde durum analizi yapıyor.
Türkçülerin birbirlerinin Türk olup olmadığını anlamaları için güya kafatası ölçtüklerinden bahsediyor. Buradan anlıyoruz ki Soner Yalçın’ın ****** ile bir sorunu var. Ne alaka diyecek olursanız Türkiye Cumhuriyeti’nde kafatası ölçtüren tek şahıs Mustafa Kemal ******’tür. Türkiye’nin mozaik olduğu iddialarına karşı başlatılmış ve istenen sonuçta elde edilmiştir. Yani Soner Yalçın siz ve sizin gibiler hariç Anadolu Türk’tür. Bu çalışmayı ortadan kaldıran İnönü ile ilgili sözlere de değinmişsiniz. Bir Türk olmama kompleksinde olan İnönü’nün ******’ün paralardan resmini çıkarttığı, ******’ün başlattığı bir çalışmanın ortadan kaldırılması hiçte boş bir söylem değil.
Atsız’ın Reha Oğuz hakkında “ Hesap böyle verilir” adlı yazısında belirttiği “Ermeni’dir” sözleri Reha Oğuz’un bir Ermeni Köyünden olması ile fenotipinin ( Soner Yalçın’a sözlük; dış görünümünün) Ermeni özelliklerini taşıması bu iddiaları da destekliyor. Ve sonraki yıllarda Türkçülüğe verdiği zararları da hesaba katarsak iş kesinleşiyor.
Daha sonra İsmail Türüt’ün Türk olup olmadığını sormuş Soner Yalçın. Gösterdiği yolda ta Türk Cumhuriyet’inin kurulduğu ilk yıllarda antropoloji de kullanılıyordu. Oysa günümüzde “Genetik” diye bilim var. Artık milletlerin DNA haritası çıkarılmış ve tarihi olsun günümüzdeki olsun birçok gerçeğin gün yüzüne çıkmasına yardımcı olmuştur. Milletlerin DNA sından bahsederken tabi ki Anadolu da yaşayan Türklerin DNA larıda araştırılmıştır. Ve alınan örneklerin %90 gibi büyük bir kesiminde (Soner Yalçın hariç) Türklere özgü, Ortaasyadaki Türklerle aynı benzerliği taşıyan, bir gen haritası çıkarılmıştır. Bunu bilen Türk düşmanları bu sebepten Anadolu mozaiktir gibi akıl hastası lafları çok ediyorlar. Milletin Türklük bilincini kırmaya çalışıyorlar. Ve hümanizm adı altında olmasa da benzer fikirlerle bu işi de bayağı ileri götürdüler.
Dönelim konumuza. Yani, siz Türklüğünden şüphesi olmayan Türüt’ü bırakında kendinize bakın Yalçın.
Türkçülerin Mehmet Akif’i Türk kabul etmediğini söylüyor. İstiklal Marşı’nı yazdığı halde kendini bu çevrelere kabul ettiremediğinden yakınıyormuş güya Mehmet Akif. Yalan…
Nihal Atsız’ın şu sözlerinden habersiz olarak yazdığı ya da bilerek görmezlikten geldiği çok açık ;
“Akif, şair, vatanperver ve karakter adamı olmak bakımından mühimdir. Şairliğine kimse laf edemez. Onun oldukça bol manzum eserleri arasında öyle parçalar vardır ki Türk edebiyatı tarihinde ölmez mısralar arasına girmiştir.
…
Çanakkale şehitleri için yazdığı şiir kâfidir. Başka söz istemez…
Akif inandı, dönmedi ve öyle öldü. ”

Kimi yerde İsmet R. Tümtürk’ün bir iddiaya göre Arnavut ya da Kürt olduğundan kimi yerde de Ziya Gökalp’ın yine bir iddiaya göre Yahudi ya da Kürt olduğundan bahsediyor. Hep iddia üzerine… Çamur at izi kalsın misali. Ama biz iyi biliyoruz ki bu asılsız iddiaları atanlarda Soner Yalçın gibi yalancı! Ve kendi soysuzluklarını örtmek için bu tür abide şahsiyetlere çamur atmaktan geri kalmıyorlar.
Kendi soyunu kendisi derinlemesine araştırarak Türk olduğu kanısına varan Ziya Gökalp;
“Milliyetin tâyini, keyfe tâbi’ bir mes’ele değil, ilmen halli lâzım gelen bir mes’eledir. Ben gençliğimde tahsil için, ilk defa İstanbul’a gittiğim zaman, bu ilmî tahkikata (soruşturmaya) başlamak mecburiyetinde kaldım: Çünkü orada eskiden kalmış fena bir itiyada tebean, bütün Karadeniz Arnavut dedikleri gibi, benim gibi vilâyet-i şarkiye ahalisinden bulunanlara da Kürt milliyetini izafe ettiklerini gördüm. O zamana kadar, kendimi hissen Türk sanıyordum. Fakat bu zannım, ilmî bir tahkike [araştırmaya] müstenit değildi [dayanmış değildi]. Hakikati bulabilmek için, bir taraftan Türklüğü, diğer cihetten Kürtlüğü tetkike başladım.
…
Bu alâmetler, bana Diyarbekirlilerin Türk olduğunu gösterdiği gibi, babamın iki dedesinin birkaç batın evvel Çermik’ten, yani bir Türk muhitinden geldiklerine nazaran, ırkan da Türk neslinden olduğunu anladım. “
Yazısında da açıkça ırken Türk olduğundan bahsediyor.
Türklüğe faydalı fikirler sunan, Türklüğün çıkarı için yol gösteren, ******’e fikir babalığı yapmış birisi Yahudilerinde işine yaramayacak bir kimse olduğundan iddialar bayağı bir asılsız kalıyor.
Yazının ilerleyen kısımlarında Reha Oğuz Türkkan’ın İsmet R. Tümtürk için yazdığını söylediği bir övgüden bahsetmiş. Bunu alıntı yapmasının sebebi Reha’nın İsmet’i bir zamanlar överken sonraları yere batırmaya çalıştığını kanıtlamaya çalışmış aklı sıra. Oysa O paragraf Nihal Atsız’a ait. Hem de “ Hesap Böyle Verilir” adlı yazıda Reha Oğuz’a karşı İsmet Tümtürk’ü savunurken yazdığı bölümde geçiyor. Ne kadar komik bir durum değil mi? Adam onca araştırmış bir şeyler ortaya koymuş derken hepsinin birbirine karıştığı, yazdığı şeyi kanıtlamak uğrunda yalan söylemekten çekinmeyen bir insanla(?) karşı karşıyayız.
Dedim ya başta on parmağında on kara adam nereye bulaştıracağını şaşırmış.
İsmail Türüt’e “ Türk müsünüz” diye sorduğuma bakmayın demiş ve o yalancı yüzüyle şaka da yaparmış. Eklemiş: “Benim için kendinizi ne hissediyorsanız osunuzdur.” Acaba soruyorum siz kendinizi ne hissediyorsunuz? Pinokyo hissetmediğiniz malum. Yoksa o burunla Ay’a çıkardınız.
Neyse Türk düşmanı birisini eli kalem tutan diye masumlaştıran, kendi dini adına misyonerlik yapan; insanları inançlı olmaya çağıran saf birisi olarak göstermeye çalışan Soner Yalçın için ne yazsak boştur. Çünkü bizim kendisini kazanma gibi çabamız yok. Çünkü yalancıların aramızda yeri yok. Koskoca(!) Hürriyet gazetesinde milletin gözü önünde açıkça asılsız,
gerçek dışı iddialardan bahseden, yalan söyleyen birisinden ne fayda gelir bu millete.
Bir de anlama kılavuzu hazırlamış sağ köşe de… İlahi Soner Yalçın…

Burkay Kılavuz